Monday, 12 March 2012

Yapı ürünleri ve üreticileri için fırsatlar


Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından hazırlanan, “Türkiye İnşaat Malzemeleri Sektör Görünümü 2011” raporunda[1], Türkiye’nin, bölgenin inşaat malzemeleri üretim üssü konumunda olduğu, ancak uzun vadede bölge lideri olmak için teknoloji üssü olmaya doğru yönelmesi gerektiği belirtilmiş. Aynı raporda, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlı olması ve enerji fiyatları açısından dünyadaki en pahalı enerjiyi kullanan ülkeler arasında yer almasının inşaat sektörünü olumsuz etkileyeceği ifade edilmiş. Sektörün, bu raporda belirtilen olgulardan hareketle, gelecekte toplum olarak yaşam standartlarımızı korumak, ülke olarak büyüme ve kalkınmamızı sürdürülebilir kılmak, küresel arenada rekabet edebilmek için artık daha fazlasını, daha az kaynak kullanarak yapma zorunluluğunun farkında olması gerekmektedir. Bu durum yakın zamanda yayınlanan Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi[2] (2011-2014)’nde de ana tema olarak işlenmektedir. Sektörün, enerji ve kaynak verimliği sağlayarak maliyetlerini düşürürken katma değeri daha yüksek bir ürünlere yönelmesine ihtiyaç duyulmaktadır.

İnşaat sektörü, ülkemizde 2010 yılında yüzde 17 ile en yüksek, 2011 yılında ise yüzde 10.6 ile Mali Aracı Kuruluşlarından sonra en hızlı büyüyen sektör olmuştur[3].  Benzer şekilde dünyada inşaat sektörünün en hızlı büyüme beklentisi yüzde 8.5 ile ülkemizde beklenmektedir[4].  Küresel ekonomik kriz ortamında, büyüme hızı bu kadar kuvvetli olan inşaat sektörünün ekonomik kalkınmamıza etkisi ortadadır. 9. Kalkınma Planı’nda (2007-2013), yer alan “Sanayide çevre dostu tekniklerin uygulanmasıyla hammadde kullanımındaki etkinlik artırılarak daha verimli üretim gerçekleştirileceği”[5] hedefinden hareketle yapı sektörü üreticilerinin maliyetlerini düşürürken çevreye duyarlı ürünleri piyasaya sürmeleri gerekmektedir.

Teknolojik inovasyon, performanstan taviz vermeden ürünlerin ve işlemlerin çevresel etkisini azaltmaya yardımcı olabilir. Türkiye’nin en büyük ithal kalemi olan enerjinin verimli kullanılması konusundaki kanun[6], Avrupa Komisyonu’nun 2020 yılı sınırlı hammadde kaynaklarının etkin kullanımı girişimi[7] ve geliştirilen en az hammadde girdisi ile en yüksek katma değeri sağlama göstergeleri[8] ile uyumlu ürünlerin üretilmesi gerekmektedir. Sektörün amacının kaynak kullanımı ve ekonomik üretiminin birbirinden ayrıştığı bir ürünleri yaratmak olmalıdır.

Avrupa’da geliştirilen sürdürülebilir bina standartları[9] çerçevesinde özelikle son zamanlarda Türkiye’de de uygulanan BREAAM ve LEED sertifikasyon değerlendirmelerinde çevreye duyarlılığı doğrulanmış ürünlerin kullanılarak katkı sağlıyor olması yapı ürünleri üreticileri için bir fırsat olarak çıkmaktadır. Ürünlerin enerji ve kaynak verimliliği, doğaya ve son zamanlarda gündemde olan iklim değişikliğine olan duyarlılığının göstergesi karbon ayak izi hesaplanmalıdır. BREEAM ve LEED Yeşil bina değerlendirmelerinde ilave puanlar alınabilmesi için yapı ürünlerinin  Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (Life Cycle Assessment; LCA) yöntemi ile kantitatif olarak değerlendirerek Ürün Çevre Beyanlarını (Environmental Product Declarations, EPD) belgelendirmelerini yapmaları gerekmektedir.  Beşikten mezara (cradle to grave) ya da beşikten beşiğe (cradle to cradle) olarak tanımlanabilecek bu değerlendirme, ürünün bütün aşamalarındaki hammadde, enerji ve su girdileri ile atık ve emisyonlar toplanarak çevresel etkilerin bir bütün olarak hesaplandığı bir yöntemdir. Özellikle Avrupa Birliği uyum sürecinde uygulanması beklenen Entegre Ürün Politikaları, Atık Önleme ve Geri Kazanım Stratejileri ve Sürdürülebilir Doğal Kaynak Kullanımı Kararlarının uygulanmalarının temel taşıdır. Uluslararası geçerliliği olan ve uluslararası standartlara uyularak elde edilen EPD belgeleri oluşmuş olan Yeşil Ürünler pazarında firmalarımıza kaçırılmaması gereken fırsatlar sunmaktadır.
Önde gelen Yeşil bina değerlendirme sistemleri

Dr. Hüdai Kara
Kurucu Ortak, Metsims Sustainability Consulting 


[1] Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) “Türkiye İnşaat Malzemeleri Sektör Görünümü 2011” raporu
[2] Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi (2011 – 2014)
[4] “Global Construction 2020”, Global Construction Perspectives and Oxford Economics, 2009
[5] 9. Kalkınma Planı (2017-2013) http://ekutup.dpt.gov.tr/plan/plan9.pdf
[6] 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu
[7] Communication COM(2011) 571 final "Roadmap to a Resource Efficient Europe", adopted on 20 Sept 2011
[8] Resource Productivity indicator (RP indicator = GDP / Domestic Material Consumption)
[9] CEN/TC 350 - Sustainability of construction works